RÜZGAR HAN
Bundan uzun zaman önce küçük bir beylik varmış. Bu Beylik göçebeymiş, sürekli gezerlermiş. Beyin ismi Yakup Han’mış Yakup Han’ın uzun bir zaman çocuğu olmamış. Evlat hasretiyle yanarken o mutlu haberi aldı. Bir çocuğu olacağını öğrendi. Her zamanki gibi yine göç hazırlığı başlamıştı. İnsanlar çadırlarını topladılar. Bütün hazırlıklarını yaptıktan sonra uzun ve yorucu olan göç artık başlamıştı. Günler birbirini kovaladı, mevsimler değişti ve havalar soğudu. Artık kar yağmaya başlamış. İlerlemek çok zorlaşmıştı güç de olsa gidecekleri yere vardılar çadırlar kuruldu Ocaklar yakıldı. Artık insanlar gündelik işlerine dönmüşlerdi.
Yine Soğuk bir kış günü Yakup Han’ın çocuğu dünyaya geldi ay gibi parlayan bir erkek çocuğuydu. Yakup Han çok mutlu yemekler yedirdi eğlenceler düzenlendi. O zamanlarda doğan çocuklar bir kahramanlık göstermeden isim verilmezdi. Günler ve aylar çok hızlı geçiyor çocuk da bu arada hızlıca büyüyordu. Çocuk atları çok seviyor onlara zaman geçirmeye onlara binmeyi çok seviyordu. Çocuk 10 yaşına gelmişti. Bir gün babasından kendisine bir ad vermesini istedi. Ancak Babası küçük olduğu için bunun olamayacağını söyledi. Çocuk buna çok üzüldü. Günlerden bir gün obada yaşlı bir atın gece gibi karanlık bir yavrusu oldu. Çocuk bu yavruyu çok sevdi. Onunla zaman geçirmeye başladı. Anne at çok yaşlı olduğu için hastalandı ve öldü. Artık tay yalnız kalmıştı. Ona birinin sahip çıkması gerekiyordu ama kimse sahip çıkmamıştı. Birkaç gün aç ve susuz geldikten sonra çocuğun çadırın önüne yığılıp kalmıştı. Çocuk tayın bu halini görünce çok üzüldü. Onu besleyerek kendisine gelmesini sağladı. Çocuk tekrar babasından ata sahiplenmek istediğini söyledi. Babası tayda henüz yavru olduğu için buna izin vermedi. Çocuk bütün günü tayıyla geçiriyordu. Ona Kara adını vermişti. Günler geçtikçe kara ve çocuk büyüyor çocuk artık Karaya binme vakti geldiğini düşünüyordu. Yavaş yavaş Karayı da alıştırarak ona binmeye başladı ama Kara o kadar hızlıydı ki çocuk üzerinde durmakta zorlanıyordu.
Günler geçtikçe kara ve çocuk birbirini alışmış ve çok iyi bir ikili olmuşlardı. Günlerden bir gün yakındaki tüm obaların katıldığı bir at yarışı düzenleneceği haberi tüm obaya yayıldı. Çocuk bu yarışa katılmayı planlıyordu ancak bundan kimseye haber vermemişti. Yarış günü gelmiş tüm Obalar ve yarışçılar toplanmıştı. Çocuk da kendini gizleyerek yarışın yapılacağı alana gitmişti Kara o kadar güzel bir attı ki görenlerin ağzı açık kalmıştı. Ama üzerindeki kişinin kim olduğunu anlayamamışlardı. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra yarış başlamıştı. Kara biraz ürkek olduğu için yarışa başlamakta zorlandı. En sona kalmıştı kendini toplayıp yarışa başladığında bütün atları teker teker geçmeye başladı. Seyirciler büyük bir heyecanla onu izliyorlardı. Yarışın sonu geldiğinde bütün atları geçmiş çizgiyi birinci olarak geçmiş ve birinci olarak tamamlamıştı. Orada bulunan kalabalık sevinç çığlıkları atarak ve alkışlayarak yarışmanın birincisini kutluyorlardı. Yarışı kazanan kişiye herkes çok merak ediyordu.
Çocuk gizlediği yüzünü açınca Yakup Han ve orada bulunanlar çok şaşırmıştı. Çünkü çocuktan böyle bir şey beklemiyorlardı. Yakup Han oğluyla gurur duymuş ve ona bir isim koymaya karar vermişti. Oba büyükleriyle toplanarak bir karar aldılar ve oğluna Rüzgârhan adını koymaya karar verdiler. Büyük bir eğlence düzenleyerek bunu herkese duyurdular